16 Aralık 2013 Pazartesi

unutulmaz filmlerden biri daha-kefaret

büyükler her zaman çocukları korumak ister ancak bir şeyin farkına varmazlar
çocuklarda sevdikleri insanların acı çekmesine dayanamaz  ve çocukken doğru gördüğümüz her şey kusursuzdur.sevdiğimiz her şey gibi
filmimizin kaderini on üç yaşında bir kız tarafından belirleniyor.yanlış anlaşılmalar ve kaderin oyunu mu desem yoksa kaderin elinden tutugu on üç yaşındaki kızımız  doğru olduguna inandıgı şeyler için her şeyi değiştirebiliyor  ve tüm hayatlar on  üç yaşındaki çocugun hayalinin kurbanı oluyor
filmdeki aşkın anlatmak istediği belki de aslında aşkın basit olmadıgının ve gerçek hayatta neler olabilceğidir.
ve pişmalık tüm hayatımızı cehenneme çevirmeden önce de yavaş yavaş bir şeyleri yanlış yaptıgımız hissine kapılırız.
keira knightley ne kadar sevmeyenler olsada filmze onun oyunclugu es geçilemez ve gerçekten anlatmak istediini sözlerle  degil derin bakışlarıyla da yapabiliyor
filmde müzikleri olarak daktilo sesinin bol bol duyulması hayatın yazılmakta olan bir hikaye oldugunu hatırlatıyor bize.
ben izlerken çok beğenmiştim birkaç gün ciddi ciddi etkisinden çıkamamıştım
filmin özeti:sen ne kadar çabalasan da değiştirilemeyecek şeyler vardır hayatta
iyi seyirler dilerim

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder